Nurefşan Kar’ın Kaleminden
Bu mektubu sana yazıyorum anne. Bilmiyorum neden yazdığımı. Aslında mektublar neden hep annelere yazılır onu da bilmiyorum. Belki ağlayabilmek, anlatabilmek…Bilmiyorum, sadece yazıyorum.
Burada yağmurlar başladı anne. Her yağmurla birlikte yıldırımlar düşüyor toprağa. Yağmurlarla birlikte hayallerim,düşlerim umutlarımda ıslanıyor. Düşüncelerim yağmur damlalarıyla toprağa düşüyor. Beynime yer etmiş fikirler yağmurla yeşeriyor anne.
Yağmur herkeste aynı hissi mi uyandırır anne? Herkes ağlamaklı olur mu yağmur yağarken? Gazze’de ki bir çoçukta benim gibi mi düşünür? Sevdiği varsa aklına gelir mi? Gazze’de ki bir anne ne düşünür yağmur yağarken? Sen ne düşünürsün?
Burası İstanbul, yağmur yağıyor ve gözyaşlarımız karışıyor damlalara,
Burası SarayBosna, Piriştine, Malatya, Grozni…
Burası Gazze bombalar yağıyor üzerimize, yağmur damlası yer değiştiriyor kan damlalarıyla…
Burası Beyrut, Şam, Kerkük ve Süleymaniye…
Gözyaşları farklı nedenlerle karışıyor yağmurlara… Her yağmur bir hüzün, her yağmur bir ölüm…
Heyecanlar, aşklar,umutlar farklı;
Kimi ölümü bekliyor asilce;kimi yağmurun dinmesini…
Kimi direniyor ölmemek için;kimi ıslanmamak için…
Bu yağmurların manasını bilenler hep aynı gözyaşını döküyor anne.Yeni baharların umutlarını hissedenler razı oluyor ölüme ve ıslanmaya.Her yeni umut filizi için hazırlar ölmeye…
Yağmur sonrası yayılan toprağın o anaç kokusu,buralar da çok farklı.Burada yağmur sonrası ölüm kokusu yayılıyor.Kanlar suluyor toprakları ve hüzün yağmurdan daha fazla ıslatıyor…
Yağmurlar hüzün,damlalar kan kokuyor burada… Ben ıslanıyorum sana olan özlemimi gidermek için…
Üzerime sen yağıyorsun…
Yorum bırakın